Jetgiller Neden Gerçek Olmadı?

2020, çarşamba günü başlayan yıl. 21. yüzyılın ve 3. milenyumun 20. yılı. 

Bu soru zihnimde nasıl oluştu? Önce buradan başlamak istiyorum. 2019 yılını geride bıraktığımız süre içerisinde maruz kaldığımız sorunlar; aşı karşıtlığı, cinsiyet eşitsizliği, kadın cinayetleri, doğa katliamları, ekonomik krizler, savaş naraları ve demokrasi mücadelesi oldu. Modern davranışlarına 50.000 yıl önce kavuşan insan ırkının, evrimsel süreçlerine ve bilimin geldiği noktaya bakacak olursak, verdiğimiz mücadelenin hâlen daha “ilkel” olduğunu görebiliriz. Oysa aşıların son 300 yıl içinde bulaşıcı hastalıkları ve çocuk ölüm oranlarını tüm dünyada azaltarak, ortalama yaşam beklentisini artırmış olduğunu unutarak televizyon ve gazetelerde ortaya çıkan aşı karşıtı komplo teorilerine inandık.* Dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimi olan demokrasiyi unutarak, oy sandık pusulalarının üzerinde demokrasi mücadelesi sergiledik.** Ülkemizde 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların en başta yönetimde söz sahibi olduklarını unutarak eğitim ve akademideki cinsiyet eşitliğini sürdürdük. Bu cinsiyet eşitsizliği ve objeleştirme 2019 yılında 411 kadının ölümüyle sonuçlanırken adaleti, sosyal medya üzerinden kamuoyu oluşturarak sağladık.**** Gezegenimiz üzerindeki çıkan yangınların yanmalarına göz yumduk ve iklim krizini, bizlerden yaşça küçük olan jenerasyonların bilinçlendirme çabalarıyla öğrendik. Bilgiye olan erişimimiz engellendi ve 915 gündür yasaklandı.***** Tabii ki daha pek çok sorun bu listeye eklenebilir olmakla beraber bu sorunlar beni en çok derinden etkiledi ve yaraladı. Böylelikle 2019 yılı biterken; geçmişte düşlediğimiz fakat gelecekte bu düşün bu coğrafyalarda pek mümkün olamadığı kanısı dahilinde bu soru ve sorunlar beliriverdi.

Kendimize kattıklarımız ve katacak olacağımız şeyler neler olmalı? Öncelikle bilimin ne olduğuna dair bilinç ve bakış açımızı arttırmamız gerekiyor. Kısa bir tanım yapacak olursam: Bilim, gözlemleyebildiğimiz, deneye ve mantığa dayandırılarak elde ettiğimiz bilgi edinmedir. Bilim, inanç meselesi olmamakla beraber olguların veriler neticesinde yanlışlanabilir ve her yanlışlamanın üzerine birikim kattığı bir yapıdır. Televizyon kanallarında, internet ortamında okuduğumuz veya duyduğumuz bilgiler ve iddialar, bilimsel olarak karşılığı olan bilgiler silsilesi değildir. Bu sebeple kaynaksız, veriye dayandırılmayan her bilgi her daim sorgulanmalı ve uzman görüşüne başvurulmalıdır. Bilgi çağının vebası olan dezenformasyon, başta aşı karşıtlığı olmak üzere toplum sağlığını idari makamların sessizliğini koruması dahilinde daha da tehlikeli boyutlara ulaştırmaktadır. Bu noktada doğru bilgiye ulaşmak istiyorsak şüphecilikle ve düşüncemize olan bakış açımızla bunu sağlayabiliriz. Yanılma payını unutmadan ve yankı odasının yarattığı başka fikirlere olan tahammülsüzlüğü bir kenara bırakıp, doğruya bilim ile ulaşarak; yanılgıya neden olan etmenleri ve yanlışları görmeliyiz.

Kim bilir… Jetgiller belki de Dünya’da gerçekleşmiş post apokaliptik sonrası refah içerisinde yaşamayı başarmış insan formlarıydı… Belki de kendini arındırmış ve Kardaşev ölçeği bazındaki tip 2 veya tip 3 uygarlıktan ibaretti. Ahlak, haysiyet ve vicdanın ağır bastığı; sabrın, aklın üstün geldiği bir yıl dilerim.

*Yalansavar, **Seçim Kahramanları ,***Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, ****Anıtsayaç & Şule Çet İçin Adalet, *****Vikipedia Erişim Engeli